Yillardir kitaplardan hep ''AN'' i yasamayi okurken bunun; icinde bulundugumuz "AN"in tadini cikarmak anlamini tasidigini dusunurdum, sanirdim...
Halbuki su son bir yildir ogrendiklerimin isiginda bugun artik biliyorum ki "AN"i yasamak ;
"AN"da kalmak demek...
"SIMDI" nin farkinda olmak,
"Sessiz olmak" ; zihnimizde egomuzun yarattigi tum dusunce trafigini istedigimiz an, "Sessiz Ol" diyerek durdurabilmek,
dusunceler girdabinda dusup bogulacak bir cocugu, "SIMDI"nin farkindaligina cekerek,
icimizdeki "Ben"le bulusturup "sevgi"nin irmaginda "sevinc" ve "minnetle" akisinin keyfine varmasini saglamak demek...
"SIMDI"de, farkindaligin bilincinde, yani "bilincli bir farkindalikla" "BEN"i yasamak demek...
"BEN" burada oldugunda, "EGO"nun yoklugudur hissedilen , tarifsiz bir keyif ve hafifleme duygusunu deneyimleyerek, sadece "OLMAKTIR"...
"BEN" burada oldugunda, zihin susar...
"SEVGIDIR" konusan artik...
"SEVGIDIR" yasanan tum hafifligi ve safligi ile...
Ve "SEVGI" 'nin varligiyla; kus kanadi cirpinislari gibi coskuyla, heyecanla: "SEVINC"tir yurekte deneyimlenen...
Sadece, Tanrisal(Evrensel, Mistik, Ruhsal) bir sevgi ve sevincten ibaret bir "VAR OLUS" bilincidir kusatan tum benliginizi....
Boylesi anlari yasadiniz mi hic?
Ben yasadim...
Hep o "AN"larda kalmak icinizdeki Tanri'yla bulusmaktir...
"Benden iceru" var olan "BEN" le kucaklasmaktir...
Yasamin anlamina varmaktir...
Tanrilasmaktir...
Anjel Dikme
Paris
19 SUBAT 2009
Persembe, saat 03:00
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder