İnsana Yolculuk

İnsana Yolculuk
www.norradyo.com

10 Aralık 2012 Pazartesi

SON AGAMIZIN ADI: DEVLET AGA



"Devlet devrimle yıkılabilecek bir şey değil, insanlar arasındaki bir ilişki tarzıdır.
Devlet, bu ilişki tarzıyla var olur, beslenir, güçlenir, sömürür ve öldürür.
Devlet, otoriter ve hiyerarşik örgütlenmelerle iktidara talip olunarak değil; insanlar arsında devletin kendini yeniden üretemediği yeni ilişkiler, özgürlükçü ve dayanışmacı yeni bir "hayat tarzı" kurularak yıkılabilir. Asıl olan "iktidarı almak" değil, gündelik hayat devrimleridir.
Zira, yaşanacak bir hayatımız vardır. " ABDULGAFFAR EL-HAYATI


Yazımın başlığına bakıp da sakın "Devlet" denen aygıta kızacagımı düşünmeyin.
Neden kızayım ki "Devlet" koruyucusu olanlara?
Onların, kendilerince geçerli nedenleri var biliriz hepimiz.
Peki bizlere ne demeli?
Bu, suni yaratılmış aygıta bilmeden hizmet edenlere ne demeli?

"Devletin kendisini her gün yeniden üretmesine" izin veren bizlere, sana, bana, onadır sorum…

Son zamanlarda yaşadığım 3 örnekle anlatmayı deneyeceğim derdimi.
Adlarını saklı tutarak, sadece başharflerini vermekle yetineceğim. Onlar bilecekler kendilerini.

İlki; çok eski bir bayan dinleyicim(di).
S.G. 
Face de sayfamdaki katılımcılardan birinin paylaşımından hoşlanmamış ve yorumlar yazmış beni mahkum eden… Çok sonra haberim olduğunda cevap verme gereği duymadım çünki samimi bulmadım yorumlarını. Bana direkt olarak hiçbir eleştiri getirme cesareti gösteremeyip, bire bir tanımadığım birinin paylaşımının  altına yorumlar yazarak, beni listesinden sildiğini duyurmasını fazlasıyla korkakça buldum. Beni, radyo programlarımdan neredeyse 13 yıldır dinleyen, özel haberleşmelerimizde ortak birçok acımızı dile getirdiğimiz bu insanın, bana tek soru sormadan gidebildiği noktadır "Devletin kendini yeniden ürettiği" an…

İkincisi; okuyucularımdan biri R.Ş. Hakkettiğimi düşünmüş olmalı ki bana; anacığının ve ablasının o güzel elleriyle işledikleri oyalarla işlenmiş yazmalar yollayandı.
Ölüm oruçları sürerken, ne zaman ki evladı ölüm oruçlarında olan bir babanın feryadını paylaştım sayfamda, ne zamanki kendisinin inandığı, savunduğu görüşlerle ters düşen görüşleri aldım sayfama
O da beni listesinden sildiğini bildirdi…

Üçüncüsü; yine 13 yıllık dinleyicilerimden Dr.A.R. Bire bir görüşme imkanını bulduğum ve tanımaktan son derece mutlu olduğum bir şahsiyet. Herşeyden önce "İnsan" olabilmeyi başarmış bir birey olduğunu düşündüğüm bu insanın bana olan küskünlüğünü cuma günü yaptığım son radyo programımda yolladığı iletiyle öğrendim. Beni, ses çıkarmadan dinlermiş yıllardır ve bu programda ilk kitabımın adının "Kimlik İstemem" olduğunu öğrenınce bana yazmadan edememiş. "Kitabına bu adı veriyorsa benim tanıdığım Anjel bu"  demiş olmalı…O  da kırgınmış bana yıllardır.
Nedeni; yıllar önce yaptığım 24 Nisan özel programımda söylediklerimmiş.

Şaşırmadım dersem  yalan olur ama en yoğun hissettiğim duygu büyük bir hayal kırıklığı idi.
O programımı hatırlıyorum…  Sadece yaşanmış acılardı anlatılan… Ne bir öfke, ne de bir suçlama yoktu dilimde…İstediğim tek şey duygularda buluşabilmekti…Acılarımızda ve duygularımızdaydı aynılığımız... Tüm  dünyadan dinleyicilerim; ağlayarak ortak olmuşlardı insanlığın bu ortak acısı ve yüzkaralığına…
Ne olmuştu da bu aydın, okumuş bireyler sağır ve kör olmuşlardı gerçeklerin ifade edilmesine?

Ne mi olmuştu?
Onlar bilmeden, Son  Ağamız dediğim Devlet denen aygıtı yeniden beslemişlerdi tutumları ile.

Bu canların ikisi Türk asıllı biri Kürt…
Emin olun Ermenisi, Fransızı için de değişen bir şey yok!

Hepimiz ablukaya alınmış yeni köleleriyiz SON AĞA(LARI)MIZIN!
Ben Ağalarımıza kızmayı bıraktım bu günden kelli…
Madem ki bizler bunca sağırız, bunca empati yoksunuyuz birbirimize karşı, hak ederiz bize yaşatılan her acıyı, her muameleyi… 
İnce Memed gibi;  öldürerek ağaların, ağalığın  biteceğini düşünme naifliğinde değilim, ki hiç olmadım…

Devam edin "Kör kuyularınızda merdivensiz kalma" hallerinize…
Devam edin; Türk, Kürd, Ermeni, Fransız, X  olarak beslemeye, yeniden ve yeniden  Devlet Ağalarımızı üretmeye…

Yolunuz açık olsun… İnsanoğlunun felaketinde her birinizin payı olacak…
Kendine sol, komunist, Trockıst, Lenınıst dıyerek teorilerde didişip duranlar!
Kendini bir halka mensup sayıp, diğer halklara çöp muamelesi yapanlar!
İnandığı dinin en doğrusu olduğunu düşünüp, diğer inançlara yaşama hakkı tanımayanlar!
Devam edin, Son Ağalarımızı beslemeye söylev ve tutumlarınızla!
Devam edin, gerçekleri konuşmayı reddetmeye!
Sakın ola yüzleşmeyin gerçeklerle olur mu?
Saklanın; egolarınızı besleyen yalanlardan örülmüş duvarların arkasına olur mu?
Aman ha! zarar gelmesin bu ıskambil kağıdından şatolarınıza!
Nasıl olsa yaşanacak "Sadece bir ömrünüz var!"
Devam edin! Edin ama sakın ola şikayet etmeyin!
Çünkü buna hiç hakkınız yok!
"Devlet devrimle yıkılabilecek bir şey değil, insanlar arasındaki bir ilişki tarzıdır.
Devlet, bu ilişki tarzıyla var olur, beslenir, güçlenir, sömürür ve öldürür."
Devlet Ağamızı; beslemeye, güçlendirmeye ve bizleri sömürmesine, öldürmesine ortak olduğunuz gerçeğine uyandığınız gün sizlerle yeniden buluşurum…
Dilerim; insanoğlu için  çok geç kalmış bir uyanış olmaz bu...


Anjel Dikme
Paris
11-12-2012
03-02











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder