İnsana Yolculuk

İnsana Yolculuk
www.norradyo.com

15 Mayıs 2013 Çarşamba

KURD HALKINA VE KURD AYDINLARINA MEKTUBUMDUR


"Ne  var idi ise, olacak odur; ve ne yapildi ise, yapilacak odur, ve gunes altinda yeni bir  sey yok."
Eski ahit:VAIZ Bap 9


2002 yilinda Paris'e goctum…
En zoru dilsizlikti; kirk yil yatirimini entelektuel birikimine yapan  ben icin…
Kagit yok, calisma hakki yok, formasyon hakki yok.
Oturdugum semtin belediyesinin verdigi dil kursuna katilmak tek secenegimdi.
Pazartesi ve persembe aksamlari iki saatlik bu kursa yazildim…
Sinifta her ulkeden insanlar vardi.
Hayatin garip bir cilvesi ilk Fransizca ogretmenim Ermeni asilli, ailesi Bursa'nin Cengeltsi  koyunden bir insandi; madam Sarkisyan.
Ilk kitabimda yer alan "Nedir Diaspora?" baslikli yazimin kaynagi olan roportajimi  yaptigim kisidir…
Bu kursta Turkiye'li- Kurd asilli insanlar da vardi.
Zohre bunlardan biri idi…
Bir aksam kurs bitiminden sonra  otobus duraginda  beklerken Zohreydi ilk konusan.
Fransizca, ogrenmesi cok zor olan bir dil oldugundan sikintiliydi.
-Ne isimiz var burada? Neden bu dili ogrenmek zorundayiz ki?
Dedi.
Kirk yasindan sonra gurbette yasamak zorunda kalan ben, ayni sancilari ceken ben, kendini yasaminin sifir noktasinda; gecmissiz, sarkisiz, turkusuz, siirsiz eksik hisseden, anladigi dili duymaya hasretleri yasayan ben; uzuntuyle:
-Haklisin Zohre, neden buradayiz biz?
 Buyukleriniz daha akilli olsaydi bugun ne sen buradaydin ne de ben… 
Deyiverdim.
-Buyuklerimize toprak sozu vermisler… Ama sozlerini tutmadilar…Din kardesiyiz diye kandirmislar.
Dedi ihanete ugramislarin hayal kirikligiyla.
-Bak Zohre; sen ve ben su kurs sirasinda birbirimizi tanidik, bir kahve icmisligimiz bile yok degil mi?
-Evet yok.
-Paraya da ihtiyacimiz var degil mi?
-Evet.
-Biliyor musun  onume milyar serseler, bir kahve icmisligim bile olmayan seni olduremem ben.
Degil ki asirlarca komsuluk edip,  ekmegini yedigim insanlari………….
Ikimiz de acilarimizin utancindaydik o an…
-Ben zaten dinimden de milletimden de utaniyorum.
Dediginde, susmakti payima dusen.

Son haftalarda memleketimdeki manzaralar o kadar yuz yil once yasananlara benzer ki urkerim bu baristan, korkarim halklar icin…
Yine gizlide verilen sozler var, yine dogal insan haklarina olan taleplere "Tamam" dème halleri var.
Yuz yil once cekilmis bir fotograf vardir zihnimde hepinizin bildigi. Hani; mesrutiyetin ilanindan sonra her dilde ozgurluk siloganlarinin tasindigi pankartlarla yuruyen Beyoglundaki kalabaligin umut dolu, sevinc dolu fotografi.
Tasnak Partisi'nin secimlere birlikte girecek kadar guvendigi  Ittihat ve Terakki'nin ihanetini, Tasnaklara attigi dost kazigini hatirlarim. Tasnaklar'in uzagi gorememe handikaplarinin faturasini Ermeni halki odedi ne yazik ki. Yuz yildir; hala yedikleri bu dost(!) kaziginin travmasini yasamaktalar ki yasananlara bir faydasi yoktur gayri. Olan olmustur...

Yukarida alintiladigim  sozlerinde Vaiz hakliysa diye korkarim…
Ya gercekten "Gunesin altinda yeni birsey yoksa." ????
Sahnedeki oyun hep ayniysa ve sadece oyuncular degisiyorsa?
Ermenilerden sonra sira Kurd halkindaysa?
Ya onlarin da liderleri Tasnak Partisi liderleri gibi yaniliyorsa?
Liderlerinin yanlis kararlarinin bedellerini yine halk odeyecek diye korkarim…
"1915 Ermeniler, 2015 Kurtler, 2115 Turkler mi?"* baslikli yazimda sordugum sorularda dolanir zihnim, yanilmayi herseyden cok isteyerek.
Kurd aydinlarinin omuzlarinda tasidiklari sorumlulugun buyuklugunu bu baglamda degerlendirdiklerini umuyorum...

Ekonomik, sosyolojik, lojistik, jeopolitik, uluslarasi emperyalist cikarlarin  literaturune dair kitabî sozler etmeyi cok  da anlamli bulmam cunku bilirim ki Enver ve Talat pasalar, Hitler gibi liderler tek baslarina birakilsalar, bu buyuk insanlik ayiplarini isleyemezlerdi. Lideri olduklari  toplumu olusturan bireylerin her birinin sorumlulugunu unutarak, trajedilerle biten sonuclari doguran nedenleri incelemek, en onemli  noktayi gozardi etmek olacaktir.
Bireyin kisiliginde dugumlenir ya da cozulur tum sorunlari insanligin.
Dini duygulari, kiskanclik, intikam, nefret duygulari basrolu oynar bu suca ortak olan bireyin her eyleminde.
Neden birileri saklarken komsusunu,  bir digeri oldurur?
Neden; VICDAN kimi yureklerde hukum surerken, kimi yureklerde kayip ilanlariyla aranir olur?
Bana gore cevaplanmasi  gereken soru ve sagaltilmasi icin careler aranmasi gereken bu  olmalidir…

Kurd aydinlarina mektubumdur diye baslik attim cunku yillardir  kendilerine sormayi istedigim tek bir sorum var.
Samimiyetle cevaplamalari gereken onemli bir sorudur bu:
Sayet Diyarbakir cezaevinde yasanan iskenceler olmasaydi, koruculuk denen ihanet olmasaydi, faili mechuller yasanmasaydi, bosaltilan binlerce koy olmasaydi, dilinizi konusup, cocuklariniza Kurdce adlar verebilseydiniz  ve   vaad edilen topraklar, Ermeni kiyimindan sonra din kardesleriniz tarafindan size verilseydi, bu gun yine de ozur diler miydiniz Hay komsularinizdan?
Filla komsularinizdan diler miydiniz bu ozuru,  suc ortakliginiz icin ?
Yoksa susup,   inkarda da suc ortakligina devam mi ederdiniz?
Yuz yil once Kurd halkina vaad edilen Bati Ermenistan'i elde etmis olsaydiniz,  Ermeni halkinin yasadigi acilari hissederek, ta yureginizde duyacak  miydiniz?
Bu sorunun cevabinda gizlidir insan olmanin onurlu durusu ya da utanci…


Anjel Dikme
24-Nisan-2013
Paris


*http://anjeldikme.blogspot.ch/2011/01/1915-ermeniler-2015-kurtler-2115.html


Bu yazi Newroz Gazetesi icin yazilmis, Hur Bakis ve Aykiri Dogrular sitelerinde yayinlanmistir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder