İnsana Yolculuk

İnsana Yolculuk
www.norradyo.com

17 Ocak 2011 Pazartesi

GUZELLIGIN BEDELI



Zordur, hem de çok zor güzel olmak bilir misiniz?

Anlamsız bir sorudur bu sizce değil mi?
Size göre, büyük bir şanstır 'güzel' olmak bilirim...
Yanılırsınız!
Bedeli çok ağırdır...
Ödendikçe bitmeyen bir borçtur bu...
Tercihiniz olmasa da, bu güzelliğe sahip olmak, sorulmaz ki orijini (kaynağı)...
Yaşam çok zordur her adımında...
Dinlerim ensest hikayelerini; sadece güzel oldukları için yaşamışlardır, baba, ağabey, kuzen, amca tacizlerini, tacizden ötesi kâbus dolu dokunuşları..
Yaşamışlardır sevdikleri tarafından ihanetleri; ihanet edeceklerinden korkularak...
Güzeldirler ya! Gidebilirler ya!
Başkaları her an sevebilir(!) ya onları... 
Her an cezbedilebilirlerdir  ya; salak erkekler için...
Kendine güvensiz, kompleksli, asalak erkekleri için...
Oysa sadece sevilmektir istedikleri, bekledikleri, hepsi bu!...
Tüm yaşamları boyu özledikleri tek şeydir bu!
Hiçbir erkek yoktur bunu anlayan...
Hiçbir kul yoktur ...
Hele bir de akıllı iseler, yandıklarının resmidir  bu...
Akıllı ve güzel...
En korkulası, en tehlikeli, en  arzulanası ama en çok korkulası bir objeye dönüşürsünüz..
Bedeninizin açlığı değildir doyurulmak istenen...
Öncelikle; hatta yıllar ilerledikçe, sadece, ruhunuzun acligidir doyurulmayi bekleyen ama anlayan olmaz..
Duyan olmaz...
Ne büyük bir yalnızlıktır bu bilir misiniz?
Yaşamak anlamsızdır...
Kimse duymazken sesinizi...
Kendi sesinizdir acınızı delen!..
Karanlığınızdaki acının büyüttüğü nice çocuklar yaşar yanıbaşınızda..
Masumiyetlerinin darbe yediği  kız  çocukları..
Büyüdüklerinde derin acıların yumağında, kıvrak zekaları ve güzellikleri ile farklılıklarını anlamayan nice asalaklarla karşı karşıya kalıverirler, bilir misiniz?
Bu akıl ve güzelliğin ruhunda yıkanmak isteyenler, bir anda tutkularıyla o güçlü iradeyle birlikte olduklarında, ‘sıvışmak’ en kolay çözümleridir, bilir misiniz?
Ya da;  eleştiri bombardımanında ‘bilmişlik’, ‘ukalalık’ ile   şımarık narsistler, bir çok kadının yaşamında  ancak birer yama olmuşlardır…
Acıyan, yaralı ruhlar; akıl ve güzelliğin mabedinde,  hep çocuk gözyaşları akıtarak yaşarlar, tüm bir hayatı...
Saçlarının okşanmasını bekler, özler, isterken;  sevmeyi, dokunmayı bilmeyen  hoyrat bedenlerle kandırılacaklar, yetinecekler  sanılır...
Ne ahmaklık!
Akıl ve güzellik abideleri, dik duruşlarıyla öfkelendirirler ...
Oysa ki; o mabedlerin karanlığında gizlenmiş gözü yaşlı  çocuklar  vardır...
Sadece sevgi, SAF SEVGI ile saçlarının okşanmasını bekleyen...

Anjel
Paris
12/1/20011

23:43:07

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder