İnsana Yolculuk

İnsana Yolculuk
www.norradyo.com

16 Mart 2011 Çarşamba

BEN INSANI ISTE BUNDAN SEVERIM (II.) (Nazaret Davityan'a )


Face book diye bir bulus girmistir ki yasamimiza hem de ne giris...
Guzel ve dogru kullanildiginda keyfine doyulmayan hersey gibi bundan da faydalanmasini bilen canlar sayesinde oylesi duygu dolu guzel anlar yasarim ki anlatmadan gecemedim, yazmadan edemedim...

Bu paylasim sitesinde beni de ilgilendiren bir paylasima sessiz kalmam paylasimi yapan cani meraklandirmis ve bana bilmeden neler hissettigimi mesaj atip "Neden yazmazsin? Atladin sanirim.) diye sormus...

Bilmeden dedim ya hani, neyi bilmez bilir misiniz?
Izninizle  artik yalniz sevgili Nazaret'e seslenmek isterim.
Bilmezsin arkadasim; o fotograflarin baktigimda  bana hatirlattiklarindandir suskunlugum...

Bilmezsin;  2001 de yurt disina cikma karari aldigimda son bir kez olsun tekrar cocuklugumun gectigi yerleri gormek istegiyle Cagaloglundan,  Beyazit'a gecip oradan yuruyerek Gedikpasa'ya indigimi.
Mesropyan Varjaran'in, ogrencisi kalmadigi icin kiraya verilmis binasindan mal tasiyan iscileri nasil buruk izledigimi...
Sonra hemen yanibasindaki Surp Ohannes Kilisesin'e girip bir mum yaktigimi. Orada yillarca tahaganlik yapan amcam Daniel'i hatirladigimi...
Duami edip kapidan ciktigimda bir an durup etrafima baktigimi, bir zamanlar  her evinde bir arkadasimin oturdugu terkedilmis evleri tarifsiz duygularla izledigimi...

Asagiya dogru yurumeye basladigimda kosedeki beyaz mermeri ve demir bir borudan araliksiz akan suyuyla zihnime naksetmis olan o cocuklugumun, bizi cagil cagil karsilayan cesmesinin beni yine karsilayacagini dusunerek teselli bulmaya calistigimi bilmezsin...

O birkac dakika suren tesellimin, koca bir kara delikle karsilasmamla son buldugunu...Bir magara girisi gibiydi o karanlik...Belki de zihnimdeki o beyaz-bembeyaz mermerden sonra karsimda duran bu basit kapi girisinin, ben yakistiramadigimdan o guzelligin yerini almasina boyle algilamistim kimbilir?

O kara magara girisinden insanlar girip cikiyordu...
Bu kadin neye bakiyor diye sorgulayan bakislarla izliyorlardi beni... O an hicbirseyin umurumda olmadigini bilmiyorsun arkadasim... Nasil ofkelendigimi bilmiyorsun...
Neden hep yikiliyordu birseyler?
Neden hep yok ediliyordu guzellikler?
Bir cocugun en guzel anilarina kazma vurulmustu bilmiyorsun...

Dondum, yurumeye devam ettim...
Kardeslerimin dogdugu evleri, Suren bakkalin yerini...
Acik hava sinemasini minderlerimizi yokusun merdivenlerine koyup izledigimiz agac altlarini aradim...
Asirlik agaclar yoktu...
O agaclar ki; karsi komsumuzun oglunun kendi kapilarindaki agacin altina oturup, gitariyla caldigi "Guantanamera" sarkisini ilk kez dinlememe sahitlik etmislerdi...3-4 yaslarimdaydim...
Agaclardan ozur diledim bilmezsin...

Devam ettikce veda gezintime beni karsilayan, karsilamasini bekledigim hicbirseyin sag ve saglam kalmadigini gorecektim...

Jaklin Celik'in buyudugu evin onundeydim biraz sonra...
O'nun o muzur cin bakisli kivircik basini hatirladim... Kosturuyordu sokakta...
Civil civil cocuk sesleri, ciceklerle dolu balkonlar, piril piril kapi onlerini hatirladim...
Gecmis ve o an arasinda kaybolmustum...
Yerler ayni, mekanlar ayniydi ama zaman farkliydi anca anladim... Uyanmak istemedim. O anda olmak istemedim...
Evlerin camlari kirilmisti, cicekleri yoktu, sokaklar kirli ve sessizdi...
Bombostu cogu...Sahipsiz,  savas sonrasi terkedilmis bir kasabaya gelmistim sanki...
Oysa her baktigim evde bir sevdigimin yuzunu goruyordum...
"Su evde yengemler otururdu" "Su evde Ani ve Armav arkadaslarim otururdu" "Burada yaka dikerlerdi hay bir kari koca adini hatirlamiyorum su an" ic sayiklamalariyla dolastim...
Beyaz cesmeden sonra yanaklarimdan suzulen gozyaslarimi tutamiyordum...
Arada sirada biryerlerden cikan erkek iscilerin "Bu kadin neden agliyor?" diyen bakislarina haykirmak istiyordum tum duygularimi ama susmaliydim ve sustum...
Anlatsam da anlamazlardi ki biliyordum en cok "Deli olmali" deyip gececeklerdi...

Devam ettim yoluma...
Bezciyan Dernegi'mizin oldugu sokagi yurudum bir bastan bir basa...
Burada evler doluydu, insanlar vardi ama cicekleri yine yoktu balkonlarin, cam onlerinin...
Acik sokak kapilarindan disari tasan sidik kokularindan dolayi burnumu kapayarak yurudum yol boyunca...
Burada sokakta cocuklar vardi, yari ciplak oynayan sokakta, evlerinin onunde...
Hersey degismisti. Evler ve sokaklar ayniydi ama degismisti birseyler...
Her bahar geldiginde evlerin dis cephesi ucuz oldugu icin beyaz kirec boyayla boyanirdi benim cocuklugumda... Onemli olan temizlikti cunku...
Sabah aksam herkes kendi kapisinin onunu supururdu, sulayarak, toz kaldirmadan... Piril pirildi her yer...
Hepsi esnaf insanlardi o zaman da peki neydi degisen?
Neydi? Diye sordugumu bilmezsin arkadasim...

Tum bu satirlari neden mi yazdim?
Oylesine guzel bir is yaparsin ki su paylasimlarinla, resimlerin altina iki cumle karalayarak gecmenin haksizlik olacagini dusundugumden tum duygularimi bir makalede sana tesekkur ederek anlatmak istedim...

En cok rengarenk boyanmis evleri gordukce sevindim...
Yikilmis, yanmis ve hala onarilmamis yerlere ise uzuldum.
Sen bilmezsin o tepsiye bir cicek buketi gibi dizilmis kaymaklarin beni alip taaa cocuklugumun o guzel pazar sabahlarina tasidigini...
Sanki hep gunesliydi pazar sabahlari o vakitler, sanki ... Sanki....
Bilmezsin en cok o sut tasan kaymaklari ozledigimi buralarda...
Bilmezsin...

Herkes yasarken hakkinda iki cift guzel soz edilmeyi hakeder diyor William Saroyan ve ben senin yaptigin calismalarla bunu hakkettigini dusundugumden yazarim bu satirlari.
Vakiflarimiza kazandirdigin ve kazandirmaya calistigin akarlarla ilgili calismalarindan, emeginden oturu hak edersin...

Sen gibi canlar guzellestirirsiniz anlarimizi...
Tesekkur ediyorum sevgili Nazaret, cok tesekkur ediyorum sana...


Anjel Dikme
Paris
16-3-2011
01:30:19




2 yorum:

  1. Ne yazayım ne diyeyim ki dilim damağım kurudu sanki yutkunamıyorum ne yazacağımı da bilemiyorum en iyisi şimdilik ben benimle kalayım bu güzellikler dolu ÖZLEM dolu yazıyı okuduktan sonra...
    Nazar

    YanıtlaSil
  2. Saglikla, sevgiyle, huzurla kal Nazaret can...

    YanıtlaSil