İnsana Yolculuk

İnsana Yolculuk
www.norradyo.com

18 Şubat 2011 Cuma

AC YASAYABILIR MISINIZ?

Harry Roselmack'in hazirlayip sundugu bir programi izledim...
Fransiz ciftcierinin yasadigi zorluklari,icinde bulunduklari cikmazi anlatiyordu.
Ciftciler... Hani su bizi besleyen insanlar..

Izledikce ogreniyorum, ogrendikce sorguluyorum...
Sorgulamalarima gecmeden once, sizlere  izlediklerimden kisa  bolumler aktarmak isterim.

Ilk aile;  omurlerinde sadece 8 gun tatil yapmis olan buyukanne ve buyukbaba, gozu yasli bir baba ve icinde bulunduklari duruma  depresyon ilaclari alarak dayanmaya calisan anne ile bes cocuklu bir aile.

Bir kusak once cok daha iyi kosularda yasadiklarini anlatan ve bugun evlatlarinin icinde bulundugu duruma akil erdiremeyen yaslilar.

Ikinci aile; kurakliktan  dolayi rekoltenin verimsiz olmasindan oturu banka borclarini odeyemeyen babasinin, bu duruma katlanamayip yalniz yasadigi evinde intihar etmesinden sonra isin basina gecen oglunun anlattiklari.
"Babam bu ise omrunu verdi ve ben bunu yarim birakamam." diyen bir ogul...
Belirsiz bir ufka kurek cektigini bilerek kureklere asilan engin denizdeki bir kayik yolcusunu hatirlatti bana ...

Baska bir ornek; sut ureticileri.
Ayni umitsiz durumdalar...
"Hayvan yemlerinin fiati satis fiatimizin ustunde" diyorlar en basit ornegi vererek durumlarini anlatmak icin.

"Kizgin misiniz?" diye soruyor  Harry Roselmack.
"Hayir, sesimizi cikarmazsak bize kimse aldirmiyor. SNCF'e bakin herkes onlari konusuyor. Bizi duyan yok. Mediatik olmak gerek sesini duyurabilmek icin."

Bunlar demokratik, ozgur, esitlikci Fransa'daki   ciftcilerin   halidir ki bunu izleyince diger ulkelerdeki ciftcilerin halini tasavvur etmek cok zor olmasa gerek bizler icin.

Peki en cok intihar olaylari hangi is kolunda yasanirmis bilir misiniz?
Ciftciler...
Evet, ciftcilermis en cok intihar edenler...
"Toprak sadece isimiz degil, bizim yasamimiz" diyorlar.
Bana en cok bu dokundu.

Bizleri besleyenler oluyor...
Bizlerse su gunlerde yasanan Arap halklarinin onurlu cikislarina bakip, 'demokrasiden' 'ozgurluklerden' ve bolca 'izm' lerle dolu kavramlar kalabaliginda ego tatminiyle vakit harcar dururuz.

Simdi gelelim sorgulamalarima: ac insan ozgurlugunu mu dusunur yoksa ona bir lokma ekmek verenin kolesi, kulu, esiri mi olur?

Bu soru en bas sorudur bana gore cevaplanmasi gereken.
Gerisi hikayedir.

Her devrimin baslangic noktasi ac ve issiz kitlelerin, a$ ve i$ talebi icin degil midir?

Asirlar gecmistir ve bugun geldigimiz noktada halklar hala ac ve issiz midir?

O halde bir yerlerde bir yanlis vardir diye dusunur bu cahil kulunuz.

Ve isi cozum uretmek olan akedemisyenlere, kendilerini halkin ustunde goren aydinlara sormak isterim, sizler neyle mesgulsunuz?

Tunus ve Misir'da kendiliginden olusan bu halk hareketinin politik bir ismi, bir lideri yok diye neredeyse kahrolanlara sormak isterim; siz neyle mesgulsunuz?

Bu naciz kulunuz sadece gozlemleri dogrultusunda ve o kucumsenen halktan biri olarak sorar bu  sorulari.

Yanit vermeyin varsin olsun.
Kicinizi kimildatmayin varsin olsun.
Kolayciligi secin varsin olsun.
Ama siz de ben kadar hatta benden iyi bilirsiniz ki  bu aymazliginizin bedelini hepimizin cocuklari odeyecektir.

Iste ben buna kahrolurum...
Caresizligimde...

Anjel Dikme

Paris
18-2-2011
17:07:17



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder