İnsana Yolculuk

İnsana Yolculuk
www.norradyo.com

20 Mayıs 2011 Cuma

Sevgili Ruken Ozbek'e kitabim icin yazdigi bu yorumdan oturu tesekkur ederim.



Sevgili Anjel,
Seninle, kitabın elime ulaştığında hissettiklerimi paylaşmak istiyorum öncelikle. Sevgili Arkadaşım Mustafa ile kitap teslimatını gerçekleştirmek üzere görüştük Bunu tüm içtenliğimle söylüyorum ki, seninle ve kitabı bana gönd...eren İlhami Abi'yle tokalaşmanın sıcaklığını hissettim adeta ve inanılmaz mutlu oldum. Bunu o an Mustafa ile ve teşekkür için İlhami Abi’yi aradığımızda onunla da paylaştım. 

Kitap kapağındaki resmin daha önceden gördüğüm bir resmindi; ama dokunarak bakmak ve ayrıntıları görmek bambaşka bir şey. Mesela bilgisayar ekranında boynundaki haçı görmemiştim. Yani karşımda boynunda minik haçıyla bir çocuk otursa vereceğim ilk tepki şu olurdu (kendimi biliyorum): "Oyy Allahhh!!! Kurban olurum ben o haçın sahibineee!!" tepkim kesinlikle bu olurdu … Ve ben, her defasında o resme baktığımda o küçük kız çocuğunun gözlerindeki hüzne kilitleniyorum ve içim burkuluyor Kim bilir senin gibi kaç çocuk içinde o miras hüznü barındırdı ve kim bilir kaç çocuğun yüreğinde sendeki gibi yaralar açıldı? 

Şimdi geleyim kitabının bana hissettirdiklerine... Geleyim de, hissettiklerime sözcükler giydirme konusunda senin gibi usta değilim ki!  Hissettiklerim aktarabildiklerimin çok ötesinde; emin ol...
Kitabını oluşturan parçaların bir kısmını, blog sayfanda ve Facebook'ta okumuştum, ama hepsini bir arada ve dokunarak okumak apayrı bir zevkti. 
Temo Dede'min hikayesi çok hüzünlü çok yürek burkucuydu ve onun şahsında öğrendiğimiz bu hikayeyi ne çok insan yaşamıştır değil mi? Ya da Işık Kadın'ın (Lusna Hatun) hikayesini… Kitabını okuduğumda Tuncay gibilerini yetiştiren, destekleyen zihniyetten bir kez daha nefret ettim. 1971'de var oldukları gibi, hala çokça varlar. Ben onları hiç anlayabilmiş değilim. Aslında ne zor değil mi sevgisiz ve saygısızca kendileri dışındakilere tahammül etmeyi beceremeden yaşamak? Akıcı üslubunla birlikte, radyo yayınlarında dinlediğim o hüzün sarmalanmış sesin, her sözcüğünde sessiz çığlıklar gibi yazdıklarına da yansımıştı.
Mensubu olduğun halka karşı sorumluluğunu yazarak yerine getiriyorsun Anjel... Senin yaşadıkların ve dilllendirdiklerin aracılığıyla sade bir Ermeni bireyin duygu dünyasını tanımış oluyor okurların. 
Aslında benim zaten toplumunuza karşı hiçbir zaman olumsuz yargılarım olmadı. Babamın ortaokul son sınıftayken memleketinden kaçıp  büyük şehre -İstanbul'a- geldiğinde evlerinde çalıştığı Ermeni aileyle ilgili güzel anılarından ve tehcir zamanı babamın ailesine emanet edilmiş ve maalesef aileleri geri dönmediklerinden, ailemizin çocukları olarak büyümüş Ermeni çocuklarının buruk hikayesindendiraşinalığım toplumunuza...İlk Ermeni arkadaşım sensin. Büyük mutluluk duyuyorum seni tanıdığım için. Dilerim günün birinde Feride Abla ve Birsen Abla ile olduğu gibi biz de gibi ete kemiğe büründüreceğimiz bir arkadaşlığa sahip oluruz.
Yazın yolculuğunda seni destekleyen, İlhami Abi'ye, Şeyhmus Diken Bey'e ve seni bu konuda tetikleyip bizimle buluşmanı sağlayan tüm dostlarına gönülden teşekkürler.

"İNSAN OLMANIN ERDEMLİ DURUŞUNU ÖĞRENMİŞ" güzel yüreğinden öperim. Sağlık, mutluluk ve başarı hep seninle olsun..

Ruken Özbek
vendredi 20 mai 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder